1911yılında Selanik’te çıkarılmaya başlanan Genç Kalemler dergisi etrafında toplanan genç sanatçılar Milli Edebiyat akımını oluşturdular. Milli Edebiyatın başlıca temsilcileri Ömer Seyfettin, Ali Canip, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Yakup Kadri, M. Fuat Köprülü ve Refik Halit’tir.
Milli edebiyata öncülük eden isimler Ali Canip ve Ömer Seyfettin’dir.
Milli edebiyatçılar kendi dönemlerinde ortaya çıkmış olan Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük ideolojileri arasından, Türkçülüğü seçtiler ve Türkçülük fikrinin savunuculuğunu yaptılar. Milli edebiyatçıların Türkçülüğü çeşitli alanlarda görülür. Önce işe dilden başladılar. Milli edebiyatçıların en mühim özelliği dilde sadeleşme fikrini savunmaları ve bunu eserlerinde uygulamalarıdır.
Süslü, sanatlı, özentili söyleyişten kaçınmışlardır. Konuşmada İstanbul Türkçesi’nin esas alınmasını ileri sürmüşlerdir.
Gerçek şiirimizin halk şiiri, milli veznimizin de hece veznimizin de hece vezni olduğu görüşünü ileri sürmüşler ve halk şiirinin nazım şekillerini şiirlerinde kullanmışlardır.
Eserlerinde konu olarak milli konulara yönelmişlerdir. Kısacası yerli, milli konulara ağırlık vererek eserlerinde Anadolu hayatını yansıtmışlardır.
Ömer Seyfettin
Yeni Lisan hareketinin savunucularından olan Ömer Seyfettin, son devir Türk hikayeciliğinin önemli isimlerindendir.
Amacı milli şuuru kuvvetlendirmek, toplum hayatındaki aksak yönleri ortaya çıkarmaktır. “Kahramanlık” hikayelerindeki önemli konulardan biridir. Sanatçı Türk milletine balkanlarda yapılan zulümleri yakından bildiği için hikayelerinde bu konuya da sık sık yer verir.
Sanatçının dil, alabildiğine, süsten, özentiden uzaktır.
Başlıca hikayeleri: Eshab-ı Kehf’imiz Yüksek Ökçeler, Gizli Mabet, Harem, Efruz Bey, Mabet, Beyaz Lale, Bomba, Bahar ve Kelebekler…
Ziya Gökalp
Türkçülük cereyanını bir sisteme bağlayan fikir adamı ve bu sistemi eserlerinde işleyen sanatçı olmuştur. Ziya Göklap eserleriyle “Türk milliyetçiliği”nin sınırlarını belirlemiştir.
“Turancılık” idealinin savunuculuğunu yapmıştır.
Edebiyatı görüşlerini yaymada bir araç olarak kullanmıştır. Yazdıklarında asıl gaye sanat değildir.
Şiirlerini Kızıl Elma, Altın Işık, Yeni Hayat isimli üç ayrı kitapta toplanmıştır. Fikir sahasındaki eserlerini; Türk Medeniyeti Tarihi, Türk Töresi, Türkçülüğün Esasları, “Türkleşmek – Muasırlaşmak – İslamlaşmak” ve Malta Mektupları adıyla yayımlanmıştır.
Ali Canip Yöntem
Ömer Seyfettin’le birlikte çıkardıkları “Genç Kalemler” dergisinin başyazarlık görevini yürütmüştür. Ali Canip “Yeni Lisan” hareketinin, yeni dilin savunuculuğunu yapmıştır.
Fuat Köprülü
Halk şiiri tarzında şiirleri olmakla birlikte edebiyat tarihi ve tarih alanındaki incelemeleri ile tanınır.
Edebiyat tarihimizi bilimsel kurallara göre ilk inceleyen kişi, Fuat Köprülü’dür.
Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Saz Şairleri, Türk Dili Ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar eserlerinden bazılarıdır.
M. Emin Yurdakul
Şiirlerini Türk sazı, Ey Türk uyan, Tan sesleri, Ordunun Destanı, Turana Doğru gibi kitaplarında toplanmıştır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Fecr-i Ati topluluğunda bulunduğu yıllarda bu topluğun Özelliklerini benimseyen ve ferdiyetçi sanat anlayışına sahip olan Yakup Kadri, daha sonra Milli edebiyat cereyanı içerisinde yer almıştır.
Toplumdaki bunalımları, problemleri, aydın ile halk arasındaki zıtlıkları dile getirmiştir.
Eserlerinde sağlam bir gözlemcilik ve ona dayanan kuvvetli bir realizm vardır. Eserleri sağlam bir tekniğe sahiptir ve sanatçı, karakterleri başarıyla canlandırır. Titiz bir üslupçudur. Hikayeleri: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri.
Romanları: Kiralık Konak, Nur Baba, Hüküm Gecesi, Sodom ve Gomore, Yaban, Ankara, Bir sürgün, Panorama…
Diğer eserleri: Erenlerinden Bağından, Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı, Vatan Yolunda…
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri, Milli edebiyat Akımında Etkilenen sanatçılardandır. Şöhretini Çalıkuşu romanının basılması ile kazanmıştır.
Başlıca Romanları; Çalıkuşu, Gizli El, Dudaktan kalbe, Acımak, Eski Hastalık, Akşam Güneşi, Yaprak Dökümü, Damga, Miskinler Tekkesi’dir.
Eski Ahbap, Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Boyunduruk hikaye kitaplarıdır. Gezi yazılarını Anadolu Notları adlı kitapta
toplamıştır. Eski Rüya, Hançer, Balıkesir Muhasebecisi, Eski Borç, Gözdağı tiyatro eserleri arasında sayılabilir.
Hallide Edip Adıvar
Ünlü Sultanahmet mitingi ile halkı coşturdu ve bizzat Milli Mücadele’nin içinde yer aldı. Romanlarında kurtuluş Savaşını da işlemiştir.
Romanlarında kadın kahramanlar üstün özelliklere sahiptir.
Handan, Son Eseri, Ateşten Gömlek, Vurun Kahbeye, Zeyno’nun Oğlu, Sinekli Bakkal, Tatarcık, Mor Salkımlı Ev, Dağa Çıkan Kurt, Harap Mabetler başlıca eserleridir.
BAĞIMSIZ SANATÇILAR
Yahya Kemal Beyatlı
Aruz vezniyle, eski nazım biçimleri ile yeni konuları başarıyla işleyen şair, yeni şiirin en önemli sanatçılarındandır. Şiirleri ve düzyazı türünde eserleri vardır.
Parnasizmin edebiyatımızdaki en önemli temsilcisidir. Yahya kemal, İstanbul’u şiirde en fazla konu edinen şairlerimizdendir.
Y. Kemal aruzu “Türk Aruzu” haline getiren sanatçılarımızdan olmuş ve aruz veznini Türkçe’ye başarıyla uygulamıştır. Ok şiiri dışındaki bütün şiirlerinde aruz veznini kullanmıştır.
Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rubailer şiir kitaplarıdır.
Eğil dağlar, Aziz İstanbul, Edebiyata Dair nesir türündeki eserleri arasında sayılabilir.
BEŞ HECECİLER
Beş hececiler topluluğu Orhan Seyfi Orhon, Enis Behis Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç’tan oluşur.
Hecenin beş şairi adıyla da bilinen bu gruptakiler Milli Edebiyat akımımdan etkilenmiş ve şiirlerinde hece veznini başarıyla kullanmışlardır.
Şiirde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik gibi temaları işlemişlerdir.
Faruk Nafiz Çamlıbel
Beş Hececiler’in en genci fakat en başarılı ismidir. Beş hececilerden olmasına rağmen ömrü boyunca aruz veznini de bırakamamıştır. Şiirlerinde Anadolu’yu memleket sevgisini anlatır. Ferdi konulara yönelmiştir. Şiirindeki başlıca Temalar aşk, hasret, tabiat, ölüm, kahramanlık ve ihtirastır. Lirik şiirleri vardır.
Şiir kitapları arasında Han Duvarları, Çoban çeşmesi, Dinle Neyden, Gönülden Gönüle sayılabilir. Canavar, Akın, Özyurt, Kahraman başlıca tiyatro eserleridir.
Enis Behiç Koryürek
Bu şairimiz de şiire aruzla başlamıştır. Hece ile yazdığı ilk şiirlerinde aşk duygularına yer vermekle beraber, daha sonra kurtuluş savaşı yıllarında milli duyguları ve tarihi kahramanlıkları işleyen şiirler yazdı. Şiirlerini
Miras ve Güneşin Ölümü adlı kitaplarda yayımlamıştır.
Halit Fahri ozansoy
“Aruza veda” adlı şiiriyle aruz veznini bırakıp heceye yönelmiştir. Şiirlerinde, konuşulan Türkçe’yi başarıyla kullanmış, derin melankoli ve karamsarlık taşıyan şiirlerinde ferdi konuları işlemiştir. Şiir, roman ve tiyatro türünde eserleri vardır. Eserleri: Cenk Duyguları, Efsaneler, Baykuş, Hayalet…
Orhan Seyfi Orhon
Şiirlerinde konuşma dilini başarıyla kullanmıştır. Bazı şiirlerinde Halk şiirinin şekillerini de kullanmıştır. Vatani konuları da
işleyen sanatçı daha çok, şiirlerinde şahsi duyguları işlemiştir. Eserleri: Fırtına ve Kar, Peri Kızı ile Çoban, Gönülden Sesler, O Beyaz Bir Kuştu.
Yusuf Ziya Ortaç
Şiire aruzla başlamıştır, daha sonra heceye geçmiştir. Şiirlerinde günlük hayatın çeşitli görünümlerini sade bir dille işlemiştir. Akraba adlı mizah dergisini çıkarmıştır.
Akından Akına, Aşıklar Yolu, Yanardağ, Bir Rüzgar Esti eserleri arasında sayılabilir.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
Eserlerde Anadolu’ya yer verilmeye başlanmıştır.
Roman ve hikayelerde toplum problemleri
gözleme dayanan bir gerçeklikle anlatılmıştır. kurtuluş savaşı ve bu dönemdeki toplum hayatı birçok roman ve hikayede konu edilmiştir.
Yedi Meşaleciler:
Beş hececileri eleştirdiler onlara karşı çıktılar
Bu topluluktakiler ilkelerini “samimilik, içtenlik, canlılık ve devamlı yenilik” şeklinde açıklamışlardır.
Yedi Meşaleciler topluluğu;Sabri Esat Siyavuşgil, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Kenan Hulusi, Cevdet Kudret Solok, Muammer Lütfi, Vasfi Mahir Kocatürk’ten oluşur.
Millî Edebiyat aslında Batıdaki milliyetçilik akımlarının tesiriyle Türk milletinin millîleşme yıllarında oluşturduğu edebiyattır. Bunun için önce imparatorluk anlayışından vazgeçilmesi ve bu anlayış yüzünden millî kimliği baskılanmış olan Türklerin kendileriyle karşılaşmaları, kendilerini tanımaları ve bu kimlik etrafında toplanmaları gerekir.
... imparatorluk anlayışına tepki olarak Türk milliyetçiliğinin doğuşu, imparatorluk dili ve edebiyatına tepki olarak da Türkçenin ve millî nitelikli bir Türk edebiyatının doğuşunu düşündürmüş, bu fikrî anlayışın paralelinde meydana gelen edebiyat da tamamen bu romantik tavrın tesiriyle Yeni Lisancılar tarafından ‘Millî Edebiyat’ olarak adlandırılmıştır.
Dönemin bütün düşünce adamları, yazar, şair ve hatta siyasileri millî devlet fikrinde birleşirler. Farklılıklar ayrıntıdadır. Bunun için Millî Edebiyat başlığı altında sadece Türkçü edebiyattan söz etmek doğru değildir. Çünkü Millî Edebiyat bir dönemin adıdır. Bu dönemde yazılmış edebî eserlerde millet halinde yaşama istek ve iradesi bazen açıkça ifade edilir, bazen de değişik şekillerde kuvvetle hissettirilir.