Türk Halk Şiiri, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2382, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1379, 2011.
Doğum ve ölüm tarihi hakkında elimizde bilgi yoktur. Hatta 1930’lu yıllara kadar Ercişli Emrah’ın varlığından bile haberdar değildik ve bunun sonucu olarak da Ercişli Emrah’ın şiirleri Erzurumlu Emrah’a mal edilmiştir. Bugün hayatı hakkındaki bilgiler, hayatı etrafında oluşan Ercişli Emrah ile Selvihan Hikâyesi ile bir iki küçük belgeye dayanmaktadır. Hikâye anlatıcısı meddah, âşık ve halk hikâyecilerinin anlattığına göre o, âşık bir babanın çocuğudur ve pir elinden bade içmiştir.
Ölümü ile ilgili bilgiler de yine hayatı etrafında oluşan hikâyeden ve son yıllarda yapılan araştırmalardan elde edilmiştir. “Erciş kurbünde [yakınında] yetişmiş derd-i yâr ile bağrıyanık Karakoyunlu âşıklarındandır.” (Sakaoğlu 1987: 19). Bu kısa bilgi onunla ilgili en güvenilir kaynaktır.
Onu, Fuad Köprülü gün ışığına çıkarmıştır. Ercişli Emrah’la ilgili ilk araştırmayı ise, Murat Uraz yapmıştır.
Araştırıcılar, iki Emrah’ın şiirlerinin ayırt edilmesi hususunda, ortaya bazı ölçütler koymuşlardır. Buna göre; Erzurumlu Emrah’ta divan şiirinin etkisi görülür; oysa Ercişli’nin şiirleri bütünüyle halk şiiri tarzındadır.
Erzurumlu Emrah’ın medrese öğrenimi görmüş olmasına karşılık, Ercişli’nin öğrenim durumu hakkında bilgimiz yoktur; ancak babası da âşık olduğu için, onun sınırlı da olsa eğitim aldığını söyleyebiliriz.
Ercişli Emrah’ın badeli olmasına karşılık, Erzurumlu bade içmemiştir.
Ercişli; din, tasuvvuf, ezel, ebed, varlık, yokluk, bu dünya, öbür dünya gibi kavramlarla hiç ilgilenmemiş, bütünüyle bu dünyanın adamı olmuştur. Erzurumlu ise din ve tasavvuf konularıyla da ilgilenmiştir.
Erzurumlu medreseye devam ettiği için halk şiiri türlerinin yanında divan, kalenderî, semaî ve gazel gibi türlerde de yazmıştır. Onu bu yönüyle bir âşıktan daha çok “kalem şairi” sayabiliriz. Ercişli Emrah ise aruzu bilmemektedir, şiirlerinin tamamını hece vezni ile söylemiştir.
Erzurumlu Emrah, Nakşibendî tarikatinin Halidiye koluna bağlıdır. Bu sebepten yukarıda da belirttiğimiz gibi ezel-ebed ve tasavvuf konuları, şiirlerinde sıklıkla işlenmiştir. Ercişli Emrah’ın ise herhangi bir tarikatle bağı yoktur.
Erzurumlu Emrah’ın özellikle aruzla yazdığı şiirleri yabancı tamlamalarla, Arapça ve Farsça asıllı kelimelerle doludur. Ercişli’nin şiirlerinde ise Azerbaycan Türkçesi ve Van’ın Erciş ilçesinin ağız özellikleri görülür.
Ercişli Emrah araştırıcıları onun bütün şiirlerine ulaşamamışlardır. Erzurumlu Emrah’ın ise elimizde divanı bulunmaktadır. Ercişli Emrah’ın şiirleri Erzurumlu Emrah’ı n dışında Karaca Oğlan, Bayburtlu Zihnî ve Develili Seyrânî ile de karışmıştır.
Ercişli Emrah’ın hayatı etrafında oluşan Ercişli Emrah ile Selvihan Hikâyesi sevda konulu hikâyelerdendir. Oysa Erzurumlu Emrah’ın hayatı etrafında böyle bir hikâye oluşmamıştır.
Ercişli Emrah’ın şiirlerinde Van Erciş’ten Saat / Sahat Çukuru (Iğdır) ve İran’a doğru bir yolculuk söz konusu iken, Erzurumlu’da Karadeniz sahillerinden Çankırı, Konya, Niğde, Sivas ve Tokat’a doğru bir yolculuk işlenmiştir.
Ercişli Emrah’ın mezarının Erciş’te olduğu rivayetlere dayanırken; Erzurumlu’nun mezarı, Tokat’ın Niksar ilçesindedir.
Ercişli Emrah’ın elimizdeki şiirleri 150 kadardır; Erzurumlu’da ise bu sayı çok daha fazladır.
Bütün bu hususlar da Ercişli Emrah’ın şiirlerinin çok azının cönklerde olmak üzere, daha çok sözlü kaynaklarda tespit edildiğini göstermektedir.
Ercişli Emrah’ın elimizde bulunan şiirlerinde aşk, tabiat, sevgili ve gurbet gibi konular işlenmiştir.
Onun şairliğini Ali Saracoğlu ve Saim Sakaoğlu etraflıca incelemişlerdir. Hayatı etrafında oluşan Ercişli Emrah ile Selvihan Hikâyesi ise Muhan Bali tarafından değerlendirilmiştir.
Bugün Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki âşıklar Ercişli Emrah’ın hikâyesini anlatmanı n yanı sıra, şiirlerini de ezbere bilmektedirler.
Ercişli Emrah, doğup büyüdüğü Erciş ilçesinde değişik zamanlarda düzenlenen bilimsel toplantı ve törenlerde çeşitli yönleriyle değerlendirilmiştir.