(1906-1995).
Levinas 1906 yılında Litvanya’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğdu, çocukluğunda geleneksel sinagog eğitimi gördü. Ailesi 1917 devriminden sonra Fransa’ya göç etti. 1924 yılında Strasbourg Üniversitesinde felsefe okumaya başlayan Levinas, 1927’de fenomenolojinin Fransa’da henüz bilinmediği bir dönemde Husserl’in fenomenolojisiyle tanıştı. 1928-29 yılları arasında Husserl’in fenomenolojisini öğrenmek için Freibourg Üniversitesi’ne gitti. Orada yalnızca Husserl ile değil, Varlık ve Zaman’ı yeni yayımlamış olan Heidegger’le de karşılaştı. Levinas 1930’da Fransa’da Husserl’in Fenomenolojisinde Görü Kuramı başlıklı ilk kitabını yayınladı. Fransız felsefesi fenomenolojiyi bu eserle tanımıştır. Kısa bir süre sonra Levinas açıklama ve yorumlama çabalarının ötesine giden iki kısa deneme yayınladı: Hitlerizmin Felsefesi Üzerine Bazı Düşünümler (1934) ve Kaçış Üzerine (1935). Bu denemeler Hitler’in Almanya’da iktidara geldiği ve Avrupa’da anti-semitizmin güçlendiği bir atmosferde kaleme alınmıştır. İlkinde Levinas Avrupa kültüründe ırkçı faşizme neyin zemin hazırlamış olabileceğini sorgulamakta, ikincisinde “aşkınlık” (transcendance) sorusunu genellikle ait olduğu mistisizm bağlamından kopararak yeni bir tarzda ortaya koymakta ve tartışmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı boyunca Levinas askeri bir çalışma kampında (Stalag) esir olarak tutulmuştur. Karısı ve kızı Fransa’da arkadaşı Maurice Blanchot’nun yardımları sayesinde savaş boyunca saklanmışlardır. Onlar dışındaki tüm ailesi kamplarda öldürülen altı milyon Yahudi arasında bulunmaktadır. Levinas’ın felsefi düşüncesi bir felâketin geleceği ön hissiyle başlar ve en önemli ürünlerini Avrupa’nın bağrında bir soykırımın olabilmesinin yol açtığı felsefi sorgulama içinde verir. Zaman ve Başka (1947), Bütünlük ve Sonsuz (1961) ve Olmaktan Başka Türlü veya Özün Ötesinde (1974) Levinas felsefesinin en önemli mihenk taşlarıdır.
Levinas doktorasını aldıktan sonra Paris’te adındaki bir özel lisede öğretmen ve yönetici olarak çalışmıştır. 1961 yılında Poitier Üniversitesi’nde, 1971’den itibaren de Paris Universitesi’nde (Nanterre ve Sorbonne) öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Üniversiteye girmesini Paul Ricoeur sağlamıştır. Levinas felsefenin yanı sıra sinagogda Talmud yorumları da yapmıştır, felsefe dışı yazıları Talmud geleneğine duyduğu ilgiyi yoğun bir biçimde yansıtır. Söyleşilerinde ona bu ilgiyi aşılayan kişinin savaş sonrasında birden karşısına çıkan Monsieur Chouchani adında bir kişi olduğundan bahseder. Levinas 1979 yılında Paris I (Sorbonne) Üniversitesi’nden emekli olmuş, 1995 yılında ölmüştür.