Edmund Husserl 1859’da bugün Çekoslovakya Cumhuriyeti’nin içinde bulunan Moravia’da doğdu. 1876-1878 yılları arasında Leipzig Üniversitesinde matematik, fizik ve astronomi eğitimi aldı. Bu yıllarda modern psikolojinin kurucularından birisi olan Wilhelm Wundt’un verdiği dersler onun felsefeye ilgi duymasına yol açtı. Berlin’de Leopold Kronecker ve ünlü matematikçi Karl Weierstrass ile çalıştığı sırada da aynı zamanda felsefe derslerini takip ediyordu. 1881’de Viyena Üniversitesinde Weierstrass’ın eski bir öğrencisi olan Leo Königsberger ile çalışmaya başladı. Beiträge zur Variationsrechnung (Kalkülüs Varyasyonlarına Katkılar) başlıklı doktorasını 1883’te savundu.
Husserl Viyena’da Franz Brentano’nun verdiği felsefe derslerini izledi. Brentano’nun tavsiyesiyle La Halle’a gitti ve habilitasyon tezini sayı kavramı üstüne Brentano’nun eski bir öğrencisi olan Carl Stupmf’un yönetiminde yazdı. 1887’de savunulan bu tezin komitesinde set teorinin mucidi Georg Cantor ve matematikçi Hermann Grassman da bulunuyordu. Husserl önce 1887’den sonra La Halle Üniversitesinde, 1901’den sonra da Göttingen Üniversitesinde dersler verdi. 1913’te Ideen başlıklı eserinin yayımlanması, onu Yeni Kantçı Henrich Rickert’in yerine Freiburg Üniversitesinde profesör konumuna taşıdı. 1920’lerden itibaren Husserl Almanya’da felsefeye yön veren filozof olmuştur. 1923’te Berlin Üniversitesine geçmesi için davet alır ancak Freiburg Üniversitesini terk etmeyerek emekli olduğu 1929 tarihine kadar orada kalır.
Husserl 1933’ten itibaren Almanya’da Nazizmin yükselişi dolayısıyla sorunlarla karşılaşmaya başladı. 1934’te, Yahudi kimliği yüzünden emekli profesör olarak sahip olduğu üniversite kütüphanesini kullanma hakkını kaybetti. 1935’te elyazmalarının Prag’a gitmesinin daha güvenli olduğunu düşündüğü için Prag Felsefe Çevresi’yle irtibata geçti. 1937’de Paris’teki Uluslararası Felsefe Kongresi’ne katılmaktan men edildi. 1938’de Husserl hastalanıp öldükten sonra el yazmaları gizlice Belçika’ya kaçırıldı ve savaş bitene kadar da orada saklandı. 1939’da Prag’a giren Alman askerleri Deneyim ve Yargı’nın bir baskısını tamamen yakmışlardır.
Husserl’in önemli pek çok eseri vardır ve elyazmalarının ve derslerinin yayına hazırlanması süreci hâlâ Louvain’deki Husserl Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir. Bununla birlikte, günümüzde Husserl’in en önemli iki eserinin Mantıksal Araştırmalar ve Ideen olduğu yönünde yaygın bir kabulün varlığından söz edilebilir.
Husserl’in Felsefesinin Güzergâhı
Genellikle Husserl’in felsefesi üç döneme ayrılarak düşünülür:
1. Matematik sorunsaldan fenomenolojik yöntemin geliştirilmesine giden süreç (1887-1908)
2. Fenomenolojinin aşkın (transandantal) bir felsefe hâline gelmesi süreci (1908-1928)
3. Yaşam dünyası sorunsalının öne çıkması ve genetik fenomenolojiye ağırlık verilmesi (1928-1938)