Kaynak: Osmanlı Türkçesi Metinleri-II, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, Ocak 2013.
Mısır beyleri ve kâşiflerin Osmanlı Devleti’nin politikasına olan büyük zararları bundan önce mükâleme meclisinde rütbetli elçi bey dostumuza etrafıyla anlatılmıştır. Bu meclisten beri gerekli durumlar ayrıntılı olarak ifade edilip ortaya konmuştur. Elçi bey dostumuz da haşmetli İngiltere kralının isteği ve amacı olan Mısır topraklarının Fransızlardan kurtarılması ve Osmanlı Devleti’ne teslîmiyle arızasız ve asayişi bozulmamak üzere yüce saltanat tarafından ve iç işlerine İngiltere görevlileri tarafından müdahale edilmemesi konuları olduğunu adı geçen görevlilere bu şekilde tenbih olunmuş olduğunu mükâlemede resmen ifade etmiştir. Bundan sonra, yukarıda belirtilen beyler ve kâşiflerden bir tanesi Mısır topraklarının bir tarafında kalması gerekse bu ülkenin ele geçirilmesi ve Osmanlı Devleti tarafından zabt olunmamış hükmünde olacağı âşikârdır. Bu nedenle hepsinin istisnâsız bu ülkeden def‘ edilip çıkarılması öncelikli iş olduğu açıktır. Anılan beyler ve kâşiflerin açık olan hareketlerine göre gereken cezalarının verilmesi geçerli kural olduğu açık iken cezalandırılmaları göz ardı edilmekle haklarında bağış ve iltifatla karar verilmiştir.
Mevcut olan mal ve eşyalarına dokunulmayıp kendilerine teslim olunmak, hatta Mısır’da olan evlerini de yerliden başkasına satmakla bedelini almalarına izin verilmek ve adı geçenlerin aslında ellerinde olan mukataalar ve Mısır köyleri ve diğer benzeri her tarafta geçerli olduğu üzere Osmanlı Devleti tarafından kendilere verilmiş türden olmayıp zorla zabtetmiş olmaları ve özellikle istila olayı sebebiyle kesinlikle ilgileri olmadığı sebepten hepsi yüce saltanat tarafına ait olarak mülki bağ gereğince ele geçirilmiş ise de belirtilen ümera ve kâşiflerin geçimleri için gelir olmak üzere yüce saltanat tarafından beylerin ve kâşiflerin hallerine göre yıllık maaş tahsis ve rütbeye istekli olanlara kapıcıbaşılık ve silahşorluk verilmesiyle İstanbul’da hizmette kullanmak ve rütbeye isteği olmayanlar kendi hallerinde olarak İstanbul’da oturtulmak ve ağırlanmak ve kalan Kölemen kısmı Osmanlı Devleti askeri olmak üzere yazılmakla birlikte kullanılmak şekilleri mükâlemede elçi bey dostumuza açıklandığı şekilde kararlaştırılıp kesinleştirilmiştir. Adı geçen beylerin ve kâşiflerin Mısır topraklarından çıktıktan sonra belirtilen maddeler tamamen yerine getirilmiş yerine getirilmiş olunacağı şüphesizdir. Kaldı ki, şu durumda beyler İngiltere Devleti’nin Mısır tarafında olan general ve diğer memurları taraflarında ikamet ediyor olmakla bunların bir tanesi Mısır toprağının bir tarafına salıverilmek gerekirse Osmanlı Devleti’ne çık sayıda zararla sonuçlanacak olup yeniden bir mesele olacağı açıktır. Anılan beyler ve kâşiflerin bir tanesi Mısır toprağına salıverilmeyerek hepsinin taahhüt edildiği üzere mal ve canlarına dokunulmamak ve İstanbul’da yeniden oturtulmak üzere İstanbul’a gönderilmesi için serdar-ı ekrem hazretleri tarafına teslimi veya belirtilen devletin generali tarafından hepsinin gemiye konulmakla İstanbul’a gönderilmesi Osmanlı Devleti’nin isteğidir. Bu durum defalarca ifade edildiği şekilde elçi bey dostumuzun malumudur. Bu durumda tarafından vekâleten sır kâtibi riayetli Erteratoz, Mısır tarafına gönderecek olduğundan bu sır kâtibi daha önce bildirilen beyler ve kâşiflere Osmanlı Devleti’nin uygun vaadlerini anlatmak ve vekâletle elçi bey tarafından olarak taahhüd etmek, mal ve canlarına dokunulmayacağını bildirmek için resmî olarak bu meali doğruluk olan kâğıt yazıldı ve verildi.