Doğum tarihi: 24 Aralık 1867, İstanbul
Ölüm tarihi ve yeri: 19 Ağustos 1915, İstanbul
Tevfik Fikret, Servet-i Fünûn Döneminin en önemli şairlerindendir. 1867 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesini birincilikle bitirdi. Dışişleri Bakanlığı (Hariciye Nezareti) kaleminde çalıştı. Galatasaray Lisesinde ve Robert Kolejinde Türkçe öğretmenliği yaptı. Servet-i Fünûn dergisinin edebiyat bölümü başyazarlığına getirildi. Derginin II. Abdülhamit tarafından kapatılması üzerine "Aşiyan" adını verdiği evine çekildi. Daha sonra Galatasaray Lisesinde müdürlük, Robert Kolejinde öğretmenlik yaptı. 1915 yılında İstanbul'da öldü.
Tevfik Fikret, Servet-i Fünûn Döneminde (1896-1901) birtakım doğa güzelliklerini betimleyen ve sosyal yaşamla ilgili olayları anlatan şiirler yazdı. Servet-i Fünûn dergisinin kapatılması sonucunda toplumsal olaylara ağırlık verdi. Bu dönemde sanat, bilim, teknik vb. temalarında Batı'da yapılan yeniliklerin alınmasını istiyordu. Hak, adalet, ulus, yolsuzluk, baskı, çalıp çırpma vb. temalarda şiirler yazdı. Oğlu Hâluk'un kişiliğinde tüm gençlere seslendi.
Fikret, Divan edebiyatındaki beyit anlayışını kırarak nazmı nesre (şiiri düz yazıya) yaklaştırdı. Duygu ve düşünceleri beyit yerine dize içerisinde tamamladı. Türkçeyi aruza ustalıkla uyguladı. Eski edebiyattaki nazım biçimlerini tamamen bıraktı ve serbest müstezatlar ve Batı edebiyatlarında görülen sone, terzarima gibi nazım biçimlerini kullandı.
Yazı dili ile konuşma dilinin birleşmesi gerektiğini söylediği hâlde, bunu uygulayamadı. Sade dili, Şermin adlı çocuklar için yazdığı kitabında kullandı.
Kısacası Fikret kendini "fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür bir şair" olarak tanıttı ve hep öyle kaldı.
Eserlerinden bazıları şunlardır:
(şiir) Rubâb-ı Şikeste, Hâluk'un Defteri, Rubab-ın Cevabı, Şermin, Tarih-i Kadim ve Tarih-i Kadime Zeyl.
Tevfik Fikret’in şiirinde, Türk şiiri bir duygu hâlini, bir görünüşü bütün hâlinde verme ve anlatma başarısına kavuşmuştur. Bu başarı şiirimizde köklü bir değişikliğin ifadesidir. Bunun için Servet-i Fünûn şiiri, şiir tarihimizde özellikle yenileşme döneminde son derece önemlidir. Bu tarz şiire de organik şiir denilir.