Bugün Yunanistan sınırları içinde bulunan Yenice-i Vardar’da doğdu. Adı Abdullah’tır. Bazı kaynaklara göre öğrenimini tamamlamasının ardından ilmiye mesleğine girmek üzereyken tasavvufa yöneldi. Bir süre sonra İbrâhim Gülşenî’ye bağlanmak için Mısır’a gitti ve ona intisap etti. Şeyhi 1534 yılında vefat edince Yenice-i Vardar’a döndü. Ömrünün geri kalan kısmını Gülşenîliği Rumeli’de yaymakla geçirdi; bir yandan da akıncı beylerine musâhiplik yapıyordu. Evrenosoğlu Abdi Bey’den yardım görerek onunla bazı Rumeli şehirlerini dolaştı ve doğduğu şehirde vefat etti. Usûlî’nin ölümüne, “Vâh kim gitti Usûlî derd-mend” (945/1538-39) mısraı ile tarih düşürülmüştür.
Latîfî, Usûlî’nin şiirlerinin çoğunlukla Seyyid Nesîmî tarzında yazılmış öğüt ve ilâhilerden meydana geldiğini, zamane dervişmeşreplerinin şaire “Fazlullah-ı Sânî”, “Sırr-ı Nesîmî” dediklerini kaydeder.
Şiir dünyasını inancı ve hayat görüşü etrafında şekillendiren, çağı ve çağdaşlarıyla karşılaştırıldığında Nesîmî-Fuzûlî çizgisinde yer alan şairler içinde önemli bir halkayı oluşturan Usûlî divan edebiyatının estetik zevkine bağlı, özellikle bazı şiirlerinde düşüncelerini duygu planına yükselterek şiirle mesajı bir araya getirmeyi başarmış mutasavvıf şairlerden biridir.
Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi