Arnavutluk’un Adriyatik kıyısında bir liman şehri olan Draç’ta doğdu. Hırvat asıllı hıristiyan bir aileye mensuptur. Küçük yaşta devşirme usulüyle İstanbul’a getirildi. Türkçe, Arapça ve Farsça şiirleri bulunan Fevrî’nin, mahlasına uygun olarak süratli ve çok kolay bir şekilde şiir söyleyebildiği tezkirelerden öğrenilmekte ve bu husus divanındaki şiir zenginliğinden de anlaşılmaktadır. Gelibolulu Âlî, şiirde atasözleri ve halk deyimlerini kullanmada Necâtî’den sonra Fevrî’nin geldiğini söyler ki divanı incelendiğinde bu tesbitin yerinde olduğu görülür.
Bilhassa musammatları ile tanınan Fevrî’nin dili devrine göre oldukça sadedir. Riyâzî Anadolu’da tahmîs ve tesdîsi Fevrî’nin meşhur ettiğini söyler. Fevrî Türkçe ve Arapça mensur eserler de vermiştir. Nesirde devrin klasik üslûbuna uygun olarak sanatlı ve secili bir tarzı vardır. Ancak öğretici mahiyetteki hat risâlesinin dili sadedir. Aynı zamanda devrinin tanınmış hattatlarından da olan Fevrî, Şeyh Hamdullah’ın damadı ve öğrencisi Şükrullah Halîfe’den sülüs ve nesih meşketmiştir.
Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi