Doğum tarihi: 1849, Fatih
Ölüm tarihi ve yeri: 12 Nisan 1893, İstanbul
İstanbul Fatih’te doğdu. Asıl adı Ömer’dir. Yedi yaşındayken babasını kaybeder. Çocukluğu Varna’da dayısının yanında geçer. Daha küçük yaşlarda Kuran-ı Kerim okumaya ve hafızlığa başlar. Medrese eğitiminden geçen Naci, eski edebiyat kültürüyle yetişir. Arapça ve Farsçayı iyi derecede öğrenir. Divan edebiyatından birçok divanı okur. Varna’da öğrenimini sürdürürken Fransızca dersleri alır. Hattat Abdulhalim Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını öğrenir. Daha küçük yaşlardan itibaren halk şiirine yabancı kalmaz. Özellikle Âşık Ömer’i severek okur. 1867 yılında Varna’da yeni açılan rüştiyede öğretmen yardımcılığı ile ilk memurluk hayatına atılır. Yaptığı çalışmalar ile Varna mutasarrıfı Sait Paşa’nın dikkatini çeker. Paşa onu yanına alır. Sait Paşa ile beraber Anadolu ve Rumeli’de birçok şehri gezme imkânı bulur. Sait Paşa’nın Akdeniz adaları valiliğine atamasıyla Sakız adasına gider. Naci burada üç yıl kalır. Sait Paşa’nın Berlin elçiliğine atanması üzerine Berlin’e gitmez. İstanbul’a döner. Şiir dünyasına 1866 yılında Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa’nın şiirlerine nazireler yazarak başlayan Naci, Yenişehirli Avni Bey ile tanışarak Divan edebiyatına karşı ilgi duyar. Bu ilgi ileriki yıllarda Muallim Naci’yi yeni şiire karşı divan şiirini savunan en önemli şair yapar. Hemen hemen eski şiiri savunan bütün şairler Naci etrafında toplanır.
1883 yılından sonra Ahmet Mithat’ın çıkardığı Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebiyat kısmını yönetmeye başlar. 1884 yılında Ahmet Mithat’ın besteci kızı Mediha Hanımla evlenir. Eski şiiri savunan şairlerin Naci’nin desteği ile Tercüman-ı Hakikat gazetesinde toplanması gören Ahmet Mithat 1885 yılında Muallim Naci’yi gazeteden uzaklaştırır. Gazeteden ayrılan Naci Galatasaray Sultanisinde edebiyat öğretmenliği yaparak geçimini sağlar. Saadet ve Mürüvvet gazetelerinde yazılar yazar. 1893 yılında hayatını kaybeder.
Eski – yeni tartışmasını başlatarak adından uzun yıllar söz ettiren Muallim Naci, eski şiirin temsilcisi olarak isim yapar. Abdulhak Hamid’i örnek alarak kendisine rakip görür. Recaizade Mahmut Ekrem’in kendisini ikinci plana itmesine ise gücenir. Böylece Ekrem ile edebi tartışmalara girer. Ekrem 3. Zemzeme ve Takdir-i Elhan eserlerinde Muallim Naci’yi; Naci ise Demdeme adlı eserinde Ekrem’i eleştirir. Tartışmanın boyutları büyür. Ekrem, içişleri bakanlığına başvurur. Matbuat Müdürlüğü olaya el koyarak Naci devlet eliyle susturulur. Bu tartışmalarda Naci en çok dil, üslup, vezin ve şekil hataları üzerinde durur. Yenilikçi şiirin bütün kuralları yıkan anlayışına şiddetle karşı çıkar. Şairlerin büsbütün eski şiir ile bağlarını koparmasına karşı çıkar. O yeniliğe karşı çıkmamış, aksine eski şiirin bağlarından kopmadan yenileşme taraftarıdır.
Divan tarzı şiirlerinde Nedim ve Baki etkisindedir. Divan şiirine taraftar olmasına karşın divan edebiyatını gerçekçi olmaması nedeniyle eleştirir. Özellikle divan şiirindeki mazmumlara karşı tavır alır. O eski ile yeni arasında bir denge kurmaya çalışan bir şairdir. Şiirde iyiyi ve güzeli bulmaya çalışır. Ona göre bir eserin manzum olması onun şiir olması anlamına gelmez. Hem söyleyiş hem de muhteva yönünden zengin olması gerekir. Vezin ve kafiyeyi nazmın çekiciliğini artıran bir süs olarak görür. Bu yüzdendir ki Naci Tanzimat döneminde Aruz veznini Türkçeye kusursuzca uygulayan tek şairdir. Türkçedeki kısa heceler Naci ile beraber uzamaya başlamıştır. Muallim Naci, şiirde Türkçe kelimelerin gücünü ve yeterliliğini göstermesiyle hem Mehmet Akif’e Hem de Tevfik Fikret’e yol göstermiştir.
Muallim Naci Osmanlıca’yı ayrı bir dil olarak görür. Ancak Türkçe’yi ayrı Osmanlıca’dan ayırmaz. O, dilde Arapçılığa karşı Türkçülüğü savunur. Halk dilinde kullanılmayan eski kelimeleri ahenk yaratmak için seçer ve kullanır. Sade yazmaya özen gösterir. Köylü Kızların Şarkısı adlı şiirinde dilimizin saf ve berrak söyleyişine ulaşmıştır. Türkçenin doğru kullanılması ve edebi metinlerin nasıl yazılması hususunda önemli eserler veren Naci bir lugat ve edebi bilgiler eseri yazmıştır.
Eserleri:
Şiirleri: Terkib-i Bend-i Muallim Naci, Ateş-pare, Şerare, Füruzan, Sünbüle, Mirat-ı Bedayi, Yadigar-ı Naci, Ertuğrul Bey Gazi
Edebi Tenkitleri: Yazmış Bulundum, Muallim, Demdeme, Müdafaaname
Mektupları: Şöyle Böyle, İntikad, Muhaberat ve Muhaverat
Tiyatroları: Musa Bin Ebu’l Gazan Yahut Hamiyet, Zatü’n-Nitakayn, Heder
Dil ve Edebiyat: Lugat-ı Naci, Islahat-ı Edebiye, Osmanlı Şairleri, Esami
Çevirileri: Hurde-Furuş, Muammay-ı İlahi, Saib’de Söz, Sanihatü’l Arab, Emsal-i Ali, Mütercem
Okul Kitapları: Talim-i Kıraat, Mekteb-i Edeb, Vzaif-i Ebeveyn
Hatıralar: İcaz-ı Kuran, Medese Hatıraları, Yadigar-ı Avni, Ömer’in Çocukluğu, Necm-i Saadet