Doğum tarihi: 21 Mart 1870, Manastır, Kuzey Makedonya
Ölüm tarihi ve yeri: 13 Şubat 1934, İstanbul
1870'te Manastır'da doğdu. 12 Şubat 1934'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Babasının Plevne'de şehit düşmesinden sonra ailesiyle İstanbul'a geldi. İlköğrenimini Tophane'deki Fevziye Mektebinde yaptı. Gülhane Askeri Rüşdiyesini bitirdi. Tıbbiye İdadisinden sonra Askeri Tıbbiyeden mezun oldu. Hekim yüzbaşı oldu. Paris'te 4 yıl cilt hastalıkları ihtisası yaptı. Yurda döndükten sonra Mersin, Rodos, Cidde'de karantina hekimliği, sıhhiye müfettişliği yaptı. 1914'te emekliye ayrıldı. Darülfünûnda Türk Edebiyatı Tarihi dersleri okuttu.
İlk şiiri 1885'te daha öğrencilik yıllarında Saadet gazetesinde yayımlandı. Önceleri Muallim Naci'nin etkisinde kaldı. Daha sonra Recaizâde Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan'dan etkilenerek Batı tarzı şiire yöneldi. Servet-i Fünûn dergisinde şiirleri yayımlandı. Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil'le birlikte Servet-i Fünûn Edebiyatının 3 önemli isminden biri oldu. Gelenekçi şairlerin en çok saldırdığı yenilikçi şairdi. Bireysel konulu şiiri tercih etti. Edebiyat-ı Cedide'nin en aşırı örneklerini verdi. Şiire "nesir-musikisi" dedi. Şiirlerinde kullandığı "sâât-i semenfâm", "çeng-i müzehhep", "nay-i zümürrüt" gibi deyimler, imgeler döneminin sanat dünyasında önemli tartışmalar yarattı. Heceleri müzik düzeyinde uyumlu kullanmayı savundu. Bu tarzda yazdığı en iyi iki örnek "Yakazat-ı Leyliye" ve "Elhan-ı Şita" şiirleridir.
Eserlerinden bazıları şunlardır:
(şiir) Tâmât ;
(tiyatro) Körebe;
(düz yazı) Hac Yolunda, Evrak-ı Eyyam, Avrupa Mektupları, Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri.
Cenab’ın şiirleri kronolojik olarak gözden geçirilirse, bütün denemelerinin gayesinin ‘resim yapmak’ olduğu görülür. (Kaplan, 2002, 394)